Bu soruya Metabolik Sendorumu tanımlayarak başlamak gerekir.
Metabolik Sendrom: Obeziteye bağlı gelişen, hipertansiyon, kolesterol, insülin direnci, tip 2 diyabet, uyku apnesi, non- alkolik karaciğer yağlanması, gut gibi hastalıkların bir arada bulunması durumudur. Metabolik Cerrahi, Metabolik Sendromun getirisi hastalıkları ortadan kaldırmak amacıyla yapılan ameliyattır. Burada ufak bir parantez açmak gerekirse yalnızca obez veya kilosu olan hastalara değil, zayıf şeker hastalarına da uygulanmaktadır.
Hipokrat 2500 yıl öncesinde “Bütün hastalıklar bağırsakta başlar.”derken aslında günümüze çok güzel bir bilgi vermiştir. Bağırsak sağlığı, vücut sağlığı için her şeydir.
Metabolik Cerrahide amaç hormonal düzenleme sağlamaktır. Bağırsaklarımızın son kısmında insülin duyarlılığını arttıran hormonlar, baş kısmında ise insülin direncini arttıran hormonlar bulunmaktadır. Günümüzde yoğun bir şekilde maruz kaldığımız işlenmiş, paketli ürünler, basit gıdalar bağırsaklarımızın son kısmına ulaşamadan sindirilip emilirler. Bu durumda insülin duyarlılığını arttıran yararlı hormonlar salgılanamaz.
Yapılan yer değişikliği işlemi ile (son kısmın başa taşınması) besinler insülin duyarlılığını arttıran hormonlar ile karşılaşması sonucu vücutta üretilen fakat kullanılamayan insülin kullanabilir hale gelmektedir.
Bu sorunun çok net cevabı Hayırdır. Yapılan işlem obezite cerrahisi değildir. Metabolik Cerrahidir. Ameliyat kararı hastalarımızın kilolarından bağımsız olarak, insülün rezervine bakılarak verilir. Vücudunda yeteri kadar insülin üretilmesi ameliyat için gereklidir. Kilo yalnızca ameliyat çeşidini belirler.
Vücudun açlık ve tokluk durumunda insülin üretebilme kapasitesi ve miktarıdır. Hastamızdan açlık kanı alırız, ardından mix meal adı da verilen özel bir kahvaltı veririz. Kahvaltıdan 1 saat sonra tokluk kanı alırız. Çıkan değerler sonunu yeterli olup olmadığını anlar, ameliyat çeşidine karar veririz.
Ameliyata uygunluk kararının ardından, check – up işlemi dediğimiz, farklı dal doktorları tarafından görüş ve değerlendirme alırız. Bir gün süren işlemler sonunu ameliyata engel olacak bir durum ile karşılaşılmazsa hemen ameliyat olabilirsiniz.
10 farklı çeşit ameliyat bulunmaktadır. Uygulanan ameliyat çeşidine göre 1 ila 4 saat aralığında değişmektedir.
Ameliyat laparoskopi adı verilen, kapalı yöntemle yapılmaktadır. Karından 5-6 minimal delik ile içeri girilir ve ameliyat gerçekleştirilir.
Ameliyatın ardından hastalarımızı 3. veya 4. günde taburcu etmekteyiz.
Ameliyat ardından sıvı ağırlıklı gıdalarla başlayıp, aşama aşama katı gıdalara geçiş süreci olur. Hastalarımız 6. Hafta ardından katı gıdaları tamamıyla tüketebilmektedir. Hastalarımız bu süreçte diyetisyenimiz ile sürekli iletişim halinde olup beslenme konusunda yönlendirme almaktadır.
Ameliyat ile hastalarımızı sağlıksız bir tablodan alıp, sağlıklı bir aralığa getiririz. Sağlıklı bir birey halinde iken amaç bu iyi durumun devam etmesini sağlamak olmalı. Bu sebeple daha küçük porsiyonlar halinde tüketilen gıdaların öncelikle yararlı vücut için iyileşme ve yenilemeyi sağlayacak gıdaların tercih edilmesi gerekmektedir. Sağlıklı beslenme yaşam tarzı haline getirildikten sonra diğer gıdalara da ara sıra yer verilmesinde hiçbir sakınca yoktur. Önemli olan miktarı ve sıklığıdır.
Bu sorunun da yanıtı kesinlikle Hayırdır. Ameliyat ile emilimi engelleyecek herhangi bir işlem yapılmaz. Hastalarımızın kısıtlı beslendikleri dönem olan ilk 3 ay boyunca vitamin almalarını öneririz. Üç ayın ardından yedikleri içerisindeki vitamin ve mineraller hastalarımıza yeterli gelmektedir.
Ameliyattan sonra ilk bir ay sürede hastalarımıza yalnızca tempolarını kendilerine göre ayarladıkları yürüyüşleri önermekteyiz. Birinci ayın ardından hastalarımız yüzebilir, bisiklet sürebilir, karın bölgelerini çok zorlamayacak şekilde egzersiz yapabilir. Üçüncü ayın ardından ise hastalarımız ağır egzersizlere yavaş yavaş başlayabilmektedir.
Ameliyat olduğunuz gün bile yudum yudum su içmeye başlamanızı isteriz. Vücudumuzun ¾’ünü su oluşturmaktadır ve yaşam için olmazsa olmazımızdır. Ameliyatlarımız ardından da gerek vücudun iyileşmesine destek olmak için, gerek yaşamsal faliyetlerin sağlıklı şekilde devam etmesi için her geçen gün arttırarak 1. Aya kadar günde en az 1.5 litre su içmenizi isteriz. Sonrasında bu rakamında üzerine çıkarak 2-2.5 litre su içmek hastalarımızın hedefi olmalıdır.
Ameliyatın ardından 3-4 gün hastanede yatış süreci olur hastalarımızın, taburcu olduktan sonra 7-10 gün süre ile evlerinde dinlenmelerini isteriz. Sonrasında yavaş yavaş sosyal hayatlarına, ağır olmayan işlerine dönüş yapabilirler.
Tüp mide ameliyatını, beden kitle indeksi (BKİ) 35 kg/m2’nin üzerinde olan ve beraberinde kilonun getirdiği yandaş hastalıklara (Tip 2 Diyabet, hiperlipidemi, hipertansiyon, kolesterol, uyku apnesi vb.) sahip, defalarca diyet girişiminde bulunmuş ve başarı elde edememiş bireyler olmaktadır.
Tüp mide ameliyatı öncesi hastalarımız farklı branş doktorları tarafından oldukça ayrıntılı muayeneden geçmekte ve bu kontrollerin sonucunda ameliyat gerçekleştirilmektedir. Yapılan işlemlerde hastalarımızın ayrıntılı kan tahlillerine bakılır, bu ameliyat sonrası takipte de başlangıç noktamızı belirlemek önemlidir. Ameliyatı gerçekleştirecek cerrah tarafından hastaya endoskopi yapılır. Hastanın midesinin ameliyat öncesi görülmesi komplikasyon riskini daha da azaltmaktadır. Radyoloji, göğüs hastalıkları, dahiliye, kardiyoloji, genel cerrahi ve anestezi uzmanları hastayı görür ve sonuçları değerlendirerek ameliyat konusunda onay verirler.
Her ameliyatın riski vardır. Ameliyattan önce hastaların ayrıntılı muayene ve kontrolden geçirilmesi, hastanın alanında uzman bir ekip tarafından iyi bir sağlık kuruluşunda ameliyat edilmesi ve sonraki süreçte takip edilmesi doğacak riski sıfıra indirmektedir.
Obezite Cerrahisi ve Metabolik Cerrahi olmak üzere toplamda 10 farklı ameliyat bulunmaktadır. Ameliyat çeşidine, hastanın tıbbi geçmişi, hastalıkları, diyet öyküsü, mevcut kilosuna göre cerrah tarafından hasta ile birlikte karar verilmektedir.
Tüp Mide ameliyatı laparoskopik cerrahi dediğimiz kapalı yöntem ile gerçekleştirilmektedir. Hastanın karın bölgesinden 5 veya 6 küçük deliklerle (0.5 cm – 1,2 cm) içeri girilir ve ameliyat gerçekleştirilir. Sonrasında minik yaraların iz kalmaması veya izlerin en aza indirilmesi için hastalarımıza krem önerebilmekteyiz. 6) Daha önce mide balonu, mide botoksu veya mide kelepçesi işlemi yapılmış bir hastaya tüp mide ameliyatı yapılır mı? Evet, yapılır. Tüp mide ameliyatı öncesi endoskopi işlemi ile mideye bakılır ve midede herhangi bir hassasiyet oluşmadıysa, hastalık yoksa tüp mide ameliyatı gerçekleştirilir.
Tip 2 şeker ve obezite ameliyatı hakkında uzmanlarımızdan bilgi alın.
© 2024 huseyinsinan.com | All Rights Reserved